SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YEMİNLER BAHSİ

<< 1661 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

38 - (1661) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع. حدثنا الأعمش عن المعرور بن سويد. قال:

 مررنا بأبي ذر بالربذة. وعليه برد وعلى غلامه مثله. فقلنا يا أبا ذر! لو جمعت بينهما كانت حلة. فقال: إنه كان بيني وبين الرجل من إخوتي كلام. وكانت أمه أعجمية. فعيرته بأمه. فشكاني إلى النبي صلى الله عليه وسلم. فلقيت النبي صلى الله عليه وسلم. فقال (يا أبا ذر! إنك امرؤ فيك جاهلية). قلت: يا رسول الله! من سب الرجال سبوا أباه وأمه. قال (يا أبا ذر! إنك امرؤ فيك جاهلية. هم إخوانكم. جعلهم الله تحت أيديهم. فأطعموهم مما تأكلون. وألبسوهم مما تلبسون. ولا  تكلفوهم ما يغلبهم. فإن كلفتموهم فأعينوهم).

 

{38}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, Ma'rûr b. Süveyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

Rabeze'de Ebû Zerr'in yanına uğradık. Üzerinde çizgili bir aba var. di. Kölesinin üzerinde de aynı abanın bir eşi vardı. Biz Ebû Zerr'e:

 

— Yâ Ebâ Zerr! Bu iki abayı bir yere getirsen bir kat elbise olurdu!» dedik. Bunun üzerine Ebû Zerr şunları söyledi:

 

  Benimle dîn kardeşlerimden bir zât arasında münakaşa geçmişti. O zâtın annesi a'cemî idi. Ben de onu annesi sebebi ile yerdim de beni Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şikâyet etmiş. Derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)*e rastladım.

 

«Yâ Ebâ Zerr! Gerçekten sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin!» dedi.

 

— Yâ Resûlâllah, eğer bir kimse âleme söğerse onun anasına babasına söğerler! dedim.  (Tekrar) :

 

«Yâ Ebâ Zerr' Gerçekten sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin! Onlar sizin dîn kardeşlerinizdir. Allah onları sizin elleriniz altına vermiştir. İmdi onlara kendi yediğinizden yedirin! Kendi giydiğinizden giydirin! Onlara yapamayacakları şeyleri yüklemeyin! Şayet yüklerseniz onlara yardım edin!» buyurdular.

 

 

39 - (1661) وحدثناه أحمد بن يونس. حدثنا زهير. ح وحدثنا أبو كريب. حدثنا أبو معاوية. ح وحدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا عيسى بن يونس. كلهم عن الأعمش، بهذا الإسناد. وزاد في حديث زهير وأبي معاوية بعد قوله (إنك امرؤ فيك جاهلية). قال قلت: على حال ساعتي من الكبر؟ قال (نعم). وفي رواية أبي معاوية (نعم على حال ساعتك من الكبر). وفي حديث عيسى (فإن كلفه ما يغلبه فليبعه). وفي حديث زهير (فليعنه عليه). وليس في حديث أبي معاوية (فليبعه) ولا  (فليعنه). انتهى عند قوله (ولا يكلفه ما يغلبه).

 

{39}

Bize bu hadîsi Ahmed b. Yûnus da rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. H.

Bize Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H.

Bize ishâk b. İbrahim de rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Züheyr'le Ebû Muâviye hadîsinde

 

«Gerçeklen sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin!» cümlesinden sonra: «Ebû Zerr: İhtiyarlığımın şu anında mı? dedi.

 

«Evet!» buyurdular.» ziyadesi; Ebû Muâviye'nin rivayetinde:

 

«Evet! İhtiyarlığının şu anında!» İsa'nın hadisinde:

 

«Eğer köleye yapamayacağı bir iş yüklerse onu salıversin!»

 

Züheyr'in hadîsinde ise:

 

«O iş hususunda ona yardım ediversin!» ziyadeleri vardır.

 

Ebû Muâviye hadîsinde:

 

«Onu salıversin!» veya «Ona yardım ediversin!» ibareleri yoktur.

 

«Ona yapamıyacağı bir iş yüklemesin!» cümlesinde biter.

 

 

40 - (1661) حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار (واللفظ لابن المثنى). قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن واصل الأحدب، عن المعرور بن سويد. قال:

 رأيت أبا ذر وعليه حلة وعلى غلامه مثلها. فسألته عن ذلك؟ قال: فذكر أنه ساب رجلا على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم. فعيره بأمه. قال: فأتى الرجل النبي صلى الله عليه وسلم. فذكر ذلك له. فقال النبي صلى الله عليه وسلم (إنك امرؤ فيك جاهلية. إخوانكم وخولكم. جعلهم الله تحت أيديكم. فمن كان أخوه تحت يديه فليطعمه مما يأكل. وليلبسه مما يلبس. ولا  تكلفوهم ما يغلبهم. فإن كلفتموهم فأعينوهم عليه).

 

{40}

Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbnü'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Vâsıl El-Ahdeb'den, o da Ma'rûr b. Süveyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

Ebû Zerr'i gördüm. Üzerinde bîr hülle vardı. Kölesinin üzerinde de aynı hüllenin bir eşi vardı. Kendisine bunun sebebini sordum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bir adamla atıştıklarını; ve adamı anası ile yerdiğini anlattı. (Dediki): Sonra o zât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e giderek olanı ona anlatmış. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Gerçekten sen, kendinde cahiliyyet bulunan bir kimsesin! Bunlar sizin dîn kardeşleriniz ve hizmetçilerinizdir. Allah onları sizin eliniz altına vermiştir. İmdi her kimin din kardeşi kendi eli altında bulunuyorsa ona yediğinden yedirsin! Giydiğinden giydirsin! Onlara yapamayacakları işleri yüklemeyin! Şayet yüklerseniz o iş hususunda kendilerine yardım edin!» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî: «İmân», «Itk» ve «Edeb» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc ettiği gibi Ebû Dâvûd ve Tîrmizî dahî rivayet etmişlerdir.

 

Ebû Zerr (Radiyallahu anh)*ın ismi Cündüb b. Cünâde'dir. Büreyr b. Cündüb olduğunu söyleyenler de vardır. Gifâr kabîlesine mensub olup Arabın büyüklerinden ve ilk müslüman olanlardandır. «Ben ilk müslüman olan dört kişinin dördüncüsüyüm.» dediği rivayet olunur. Mekke'de müsîüman olmuş; sonra kabilesinin yanına dönerek uzun müddet orada kalmıştır. Bu sebeple Bedir, Uhud ve Hendek muharebelerinde bulunamamış, fakat sonra Medîne’ye gelerek vefatına kadar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in. yanından ayrılmamıştır. Tevazu' ve zühdü hadîs-i şerifte Hz. îsâ (Aleyhisselâm)'ın tevazu ve zühdüne benzetilmiştir. Onun mezhebine göre bir insanın ihtiyacından fazla malını biriktirmesi haramdır.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den 281 hadîs rivayet etmiştir. 32 târihinde Rabeze'de vefat etmiş; cenazesini îbni Mes'ûd (Radiyallahu anh) kıldırmıştır.

 

Rabeze: Medîne'nin kuzeyinde üç konak mesafededir.

 

Hz. Ebû Zerr'in münakaşa ettiği zâtın köle olduğu anlaşılıyor. «Menhecü'r-Râgıbîn» adlı eserin sahibi: «Bizirn bildiğimize göre bu zât Bilâl (Radiyallahu anh)'dır.» diyor.

 

Söğmek dînen haram olduğu halde Hz. Ebü Zerr'in ona soğmesi, bu işin haram olduğunu henüz bilmediğine hamledilmiştir. Rivayete göre Ebû Zerr (Radiyallahu anh) muhatabını, annesinin siyahlığı ile yermiş ona: «Ey kara kadının oğlu!» demiştir. Bu kadın a'cemî imiş.

 

A'cemî: Fasîh Arapçayı bilmeyen demektir. Bu hususta Arap veya Acem olması müsavidir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Ebû Zerr'in bu yaptığını câhiliyyet ahlâkı diye vasıflandırmışlar. Gerçi Ebû Zerr (Radiyallahu anh): «Yâ Resûlâllah, eğer bir kimse başkasına söğerse onun anasına babasına söğerler!» diyerek özür dilemiş; yâni ben ona haksız yere söğmedim; evvelâ o bana söğdü; ben de ona söğdüm; demek istemişse de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu özrü kabul etmemiş, bu yaptığının câhiliyyet ahlâkından kalma olduğunu tekrarlamıştır. Zîra söğen kimseye ancak söğdüğü kadar mukabelede bulunmak mubah olur. Daha ileriye giderek anasına babasına sataşmaya hakkı yoktur.